|
||||||||
![]() |
İŞTE BU YAZIM ÇOK ÖNEMLİDİR.. | |||||||
Mustafa erol | ||||||||
yazar@cumra26haziran.com | ||||||||
Bu hafta Türkiye’de Cuma namazına gidenlerin hepsi Cuma hutbesini dinlediler. Ben de dinleyenlerden birisiyim ve Allah sağlık ve de izin verdikçe Cuma namazlarına gidecek ve okunan hutbeleri dinlemeye devam edeceğim. Ama yanlışlıkları da sorgulayacak ve siz güzel insanlarla paylaşacağım.
Birincisi; Cuma hutbelerinin merkezden yazılıp tüm Türkiye’de okunması yanlıştır. Çünkü hutbeyi hutbe okuyan kişi, hutbe okuduğu yerde yaşayan insanların istek ve ihtiyaçları ve eksikleri ve de güncel olaylara göre hazırlar. Bilmem ne günü, ne haftası diye hutbelerin okunması yasak savmadan başka bir şey değildir. İkincisi; bu haftadaki hutbede dinledim ve her zaman da hutbenin adabı anlatılırken asla yanındakine “ sus “ bile denilmeyeceği ifade edilir. Hz. Ömer zamanında yaşanan şu hikaye ise herkes tarafından bilinir ve hatta hutbelerde bile anlatılır. Hikaye aynen şudur: “Hz. Ömer (r.a.), bir savaş sonrası ganimetleri taksim etmişti. Herkese bir parça kumaş düşmüştü. Fakat bu kumaş tek başına bir işe yaramıyordu. Oğlu Abdullah, babasına: “Bu kumaş tek başına ne benim, ne de senin işine yaramıyor. Ben hakkımı sana vereyim de, kendine güzel bir elbise yaptır.” demişti. Hz. Ömer de oğlunun hediyesini kabul ederek bir elbise yaptırmıştı. Birkaç gün sonra, üzerinde bu elbise olduğu halde bir konuşma yapmak için minbere çıkmıştı. “Ey müminler! Beni dinleyin ve bana uyun.” der. Arka saflarda biri itiraz eder. “Ey müminlerin emiri! Seni dinlemiyorum ve sana itaat da etmiyorum! Çünkü sen, Allah ve Resul’ünün yolundan gitmiyorsun!” dedi. Halife, “Neden?” diye sordu. O zat sebebini şöyle izah etti: “Ganimet taksiminde, bizlerden hiçbirine elbise diktirecek kadar bir kumaş düşmediği halde, görüyorum ki, sen o kumaştan fazla almış, bir elbise yaptırmışsın!” Hz. Ömer, cemaat arasında bulunan oğlu Abdullah’a (r.a.) işaret etti. Hz. Abdullah da kalkıp durumu izah etti. Payına düşen kumaşı babasına verdiğini söyledi. Gözler ikazda bulunan zata yönelmişti. O zat ayağa kalktı ve: “Şimdi konuş, ey müminlerin emiri! Şimdi dinliyor ve sana itaat ediyorum.” dedi. Eğer hutbe okunurken “ SUS “ bile denilmeyecekse Hz Ömer kendisine hutbe okurken soru soran sahabeye neden cevap verdi ve oğluna neden konuş dedi ve de sahabeye neden soru sordurttu .. Bu soru sorulmasa ve sahabenin yanlış yargısı ve güvensizliği kafasında kalsa daha mı iyi olurdu? Yine Hz Ömer’in bir gün hutbede” Ben doğru yoldan ayrılırsam ne yaparsınız “diye soru sorması ve “ SENİ KILIÇLARIMIZLA DOĞRULTURUZ YA ÖMER” cevabını alması da yine hutbelerde anlatılan bir hikâyedir. Bu örnekleri daha çoğaltmak mümkündür. Şimdi akıllara şöyle bir soru gelmez mi? Acaba hutbede anlatılan; hutbe okunurken konuşmayın sözü mü doğru yoksa yine hutbede anlatılan Hz. Ömer’in Hutbe esnasındaki hikayeleri mi doğru??? Üçüncüsü; Bu haftaki hutbeyi okuyan namaz kıldırma memurlarının pek çoğunun bilmedikleri bir olay daha vardır. Namaz kıldırma memuru diyorum çünkü diyanet işleri başkanlığı hazır hutbelerle onların ellerinden hatiplik mesleğini almıştır. İmam demek önder demektir ve önderliği de toplum imamlardan almıştır. Çünkü toplumumuzdaki önderler yani imamlar parası çok olanlardır. Evet gelelim genellikle bilinmeyen konuya: Peygamberimiz bir Cuma hutbesi okurken şehre bir kervan gelmiş ve kervanın gelişi ile dışarıdaki halkın izdihamından dolayı camide hutbe dinleyenlerin on kişi hariç tamamı camiyi yani hutbeyi terkederek dışarı çıkmışlardır. İlgilenenler İslam tarihini incelerlerse bu gerçeği görecektir. İşte bu olay üzerine Peygamberimiz çok üzülmüştür. Cuma Suresindeki “ ZİKRE ÇAĞRILDIĞINIZ ZAMAN ALIŞ VERİŞİ BIRAKIN” ayetinin nazil olmasındaki sebep de budur. Ama dikkat ettim bu ayetin anlamı üzerine bu haftaki hutbede küçük bir açıklama dahi yapılmamıştır. Dördüncüsü; Cuma namazı sadece erkeklerin yapması gereken bir ibadet değildir ve bu konuda bir ayet veya hadis yoktur vesselam. Beşincisi de; Kimse konuşmasın, soru sormasın, sorgulayıp öğrenmesin ve bizim borumuz ötsün diye milletin konuşulması istenmiyor sanırım…. |
||||||||
Etiketler: İŞTE, BU, YAZIM, ÇOK, ÖNEMLİDİR.., |
|